Tip:
Highlight text to annotate it
X
Allahümme salli ve sellim ala Nebina Muhammed Aleyhi Selam.
Salaten tedumu ve tuhda ileyh me marel le yali ve tuled devam.
Allahümme salli ve sellim ala Nebina Muhammed Aleyhi Selam.
Salaten tedumu ve tuhda ileyh me marel le yali ve tuled devam.
Allahümme salli ve sellim ala Nebina Muhammed Aleyhi Selam.
Salaten tedumu ve tuhda ileyh me marel le yali ve tuled devam.
Ya Selam!
Elhamdulillah, Elhamdulillah, Şükür Ya Rabbi, şükür Elhamdulillah.
Şakirin, şükredenlerden olduğumuzdan emin olmalıyız.
Şakirin olmak için çaba göstermemiz lazım.
Bunun için de çaba gerekiyor.
Şakirin olmak için çalışmalıyız.
Çünkü bu günlerde kimse elinde olanın kıymetini bilmiyor.
Kimse Allah'ın kendisine verdiklerinin kıymetini bilmiyor.
Ve kimse aldığının, harcadığının, veya yaptığı şeylerin kıymetini bilmiyor.
Sadece kendi kendinizi yürütebilmeniz bütün hayatınız boyunca şükretmeye
yeter, ayaklarınızı kullanabilmeniz. Ya Allah'ın verdiği diğer şeyler?
Allah'ın diğer lütufları? Elhamdulillah, biz mütevazi insanlarız.
Yalnız bu kadar şükrümüz var.
Ya Rabbi bize yetişkin, olgun, büyük insanlar gözüyle bakma.
Bizde olan bu.
Ve bir söz vardır, "iza erade en tuta' fe'mur bil musteta'"
Anlamı, birinin sana itaat etmesini istersen ondan
yapması mümkün olan, veya yapabileceği şeyi istersin.
Bu çok önemli birşey. Çok insanlar sana der ki "omzuna bir ton yük al"
Yahu, kimse yapamaz bunu. "Tamam, 500 kilo al".
O da mümkün değil. "Tamam, 300 kilo".
Yahu, 300 kilo da çok fazla.
Peki ne kadar taşıyabilirsin? "Benim yaşıma ve gücüme göre
50 kilo ama o da çok uzun süre değil".
İyi sana 50 kilo verelim, sürekli omzunda taşı.
Yok, yapamaz. Bu yüzden Cenab-ı Allah günü üçe bölüme taksim etti.
Bir bölümü uyku zamanı, çok önemli.
Doktor, çok önemli bu, uyku zamanı.
8 saat, 8 saat uyumanıza izin var.
Bu normal olan. Allah 3 bölüme ayırmış.
İkinci bölümü de, diyelim ki yaşamak için çalışmaya ihtiyacınız var.
Onun için size 8 saat çalışma zamanı vermiş. Bu iyi bilinen bir şey.
Ve Allah'a ibadet için 8 saatiniz var.
Hah, işte bu kritik 8 saat.
Bazı insanlar der ki "bu 8 saatte Allah için alnımızı secdeye koyalım.
Bu 8 saat Allah için. Çalışıyoruz ve uyuyoruz."
Bazısı da der ki "Bu 8 saat bizim eğlenmemiz için,
istediğimiz gibi kullanırız. Yani bu 8 saatte kendimizi istediğimiz gibi
eğlendiririz, bu zaman bizim". Yani bu, bu tarafa ve bu tarafa aşırı gitmek.
Çünkü Allah Kendisine ait bu 8 saati vermiş size.
Bu çok hassas bir 8 saat, çok kritik bir 8 saat.
"Bu 8 saatte ailene bak,
ana babana bak, Bana ibadet yap,
ve diğer gerekli işlerini yap". Ve bu da yaşamınızdaki sosyal hayatı
tutuyor. Ve bu 8 saat aslında hayatın anlamı.
Allah sizin 8 saat işinize karışmadı,
8 saat uykunuza karışmadı, size bunu verdi.
Üçte ikisini size verdi ve buyurdu ki "Üçte birini istiyorum, o Benim için"
Ve bu da en önemli üçte bir, cemaatiniz için faydalı olmak, Allah işleri için
faydalı olmak, aileniz için faydalı olmak, çocuklarınıza bakmak vs vs
Bunları sizin iş veya dinlenme saatinize dahil etmedi, "size verdim" dedi.
Onun için bu 8 saatten çalarsanız, mesela 10 saat çalışırsanız
Allah'ın saatlerinden çalıyorsunuz.
Onun için Şeyh Efendi çok fazla çalışan insanlara söylüyordu
"8 saatten sonra ne kazanırsanız Allah'ın, sizin değil".
Allah sizi asla affetmez bunun için, O'na ait bu saatleri çalıyorsunuz.
Bu yüzden aslında bu aile hayatının temeli.
Sosyal hayatın temeli, imanı, Islamı, Tarikatı yaymanın temeli-bu 8 saat.
Yani boş bir 8 saatiniz olduğunu bildiğinizde, daha doğrusu bu saatler
Cenab-ı Allah'a ait, onun için Allah'ın amaçları için kullanılmalılar.
Böylece bununla başlıyoruz, "iza erade en tuta' fe'mur bil musteta'".
Onun için bu konudan geldik çünkü çok insanlar kendilerine sürekli
saçma şeyler, gereksiz ağırlıklar yüklüyorlar.
Eğer vücudunuzun size hizmet etmesini istiyorsanız onu dinlendirmeniz lazım.
Ailenizin size itaat etmesini istiyorsanız onlara zaman ayırmalısınız.
Ve işinizin başarılı olmasını istiyorsanız zamanında yapmalısınız.
Bunlar dünya nasihatlerinden bir tanesi. Biz dünya insanlarıyız.
Bana hep söylüyorlar "Yahu sen dünya adamısın".
"Elhamdulillah, dünya adamıyız, dünyada yaşıyoruz" diyorum. Uzayda yaşamıyoruz.
Diğer dünyada yaşamıyoruz. Yok, Allah bizi burada yaşattığı müddetçe
Allah'ın koyduğu kurallara uymak zorundayız.
Bu çok önemli, çok önemli, dünyanın ve ahiretin üstesinden gelebilmek için
anlamamız gereken en önemli şeyler.
Benim hiçbir ilmim yok, ilmi olan ben değilim.
Kitaplarda araştıran, aşağı yukarı bakan biri değilim.
Yalnız hayatı kolaylaştıran, ve rahat hale getiren noktadan bakıyorum.
Çünkü bu zamanın insanları ayrıca çok sertler, çok zorlar.
Herşeyleri var daha zorlaşıyorlar, herşeyleri var daha kibirli oluyorlar.
Herşeyleri var daha gururlu oluyorlar.
Ve daha kibirli oldukça daha zor olacaksınız, daha gururlu oldukça daha
zor olacaksınız ve daha çok itip zorladıkça, zorlamanız boşa olacak.
Onun için bizim nasihatımız..
Ben mütevazi bir şekilde bu koltukta oturuyorum.
Aslında o kadar mütevazi değilim ama bu koltukta mütevazi oturuyorum.
Neden? Çünkü Elhamdulillah ben Şeyh değilim.
Şükür ya Rabbi, bu çok güzel birşey.
Yalnızca aradaki boşluğu doldurmak, eğlence ile doldurmak için buradayım.
Artı bununla birlikte belki Şeyh Efendi'nin benim vesilemle
yollamak istediği bazı şeyler vardır bende. Bu yüzden buradayım,
sizin gibi ben de buradayım. Ben ben ben...
Ama burada önemli olan nokta dünya meselelerine de bakmak,
Allah'ın verdiklerinden de keyif almak konsepti ile.
"Ve emmâ bi ni’meti rabbike fe haddis" (93:11). Bu çok meşhur bir Ayet, anlamı
Eğer Allah size nimet verirse onunla mutlu olmalısınız
ve insanların da aynısını yapması için çabalamalısınız.
Bu çok önemli, kendinize saklamayın.
"Bak ben yaptım sen de yapabilirsin" deyin. "Ben başardım sen de
başarabilirsin. Bunu ben yapıyorum, sen de yapabilirsin".
Ve çok insanlar da kıskanarak bakar, yahu haset etmeye hiç gerek yok.
Kıskanmaya gerek yok.
Bu gezegen herşey ile dolu. Elhamdulillah
bu günlerde kimse aç değil, kimsenin isteyip de alamadığı şey yok.
Belki gerçek şeyleri alamaz ama taklitleri alır.
Ama sonunda benzer birşey bulur.
Çok önemli bu. Onun için eğer gerçeğini alamıyorsanız taklidini alın.
Allah size bütün fırsatları veriyor.
Onun için Allah'ın herkese verdiği şeyleri almaya çalışın.
Birisinin birşeye sahip olmasını kıskanmayın, yok.
Sizin de olabilir. Rolls Royce olmasına gerek yok, Renault da olabilir.
Mesela, ikisi de araba, ikisi de işlerinizi yapar.
Ama birisinde Allah'ın size verdiğinden daha fazlası varsa
"Elhamdulillah, bak Allah nimetini onda göstermiş gurur duydum" deyin.
Çok önemli ve o zaman göreceksiniz ki Allah size de verecek.
Ama eğer kıskanarak bakarsanız "Bu bunu mu hakediyor, bence haketmiyor"
Allah vermiş ona, siz nasıl bunu söyleyebilirsiniz?
Allah birisine ne verdiyse, Allah Kendisi der ki "bu bunu hakediyor".
Bu kesin. Neden? Çünkü bu adam zaten bu nimetin içinde.
Ona zaten verilmiş demek ki Allah ona lütfetmiş,
ona bu nimeti vermiş. Onun için siz de diyebilirsiniz ki "Ya Rabbi,
ben de istiyorum". İsteyin! İsteme kapısı açık.
Allah size istemeyin demedi.
Buyurdu ki "İsteyin, ne isterseniz isteyin, veririm".
Ama eğer onu haketmiyorsanız vermez.
Allah bu, işine karışamazsınız.
Allah bu yahu! Dikkat edin.
Bu hassas bölge, kırmızı çizgiyi geçiyorsunuz.
Yabancı ülkelere giriş yaparken pasaport kontrolünde "çizgiyi geçme,
kırmızı çizgiyi geçme" derler.
Ama ne zaman duracağınızı bilmek çok önemli.
"Ya Allah!
Ben kırmızı çizgiden önce duruyorum. Yanlış yapıp kaçırmak istemiyorum".
Allah bunu sever, hakikaten sever. Eğer Allah'a karşı edepli davranırsanız
Allah bunu sever. Ama eğer edepsiz ve terbiyesizseniz
Allah bundan nefret eder, gerçekten söylüyorum nefret eder.
Allah hoşlanmaz değil, hayır, nefret eder.
Onun için kırmızı çizgiyi görünce geçmeyin.
Kırmızı çizgiyi geçmeyin, Allah'ın kontrolü bu.
Onun için sürekli söylememiz lazım "Estağfirullahi el Azim ve etubu ileyh".
Çok önemli, namazdan sonra da söyleyin "Estağfirullahi el Azim ve etubu ileyh
min kulle zenbin ve masiyetin ve min kulle ma yuhalifuddinel İslam
Ya Erhamerrahimin" Bu sizi sürekli kırmızı çizgiden uzaklaştıran istiğfar.
Anladınız "Haa, tamam". Çünkü biz bilmiyoruz. Küçük çocuklarız. Pasaport
kontrolünde görürsünüz küçük çocukları, geçer geçer geri gelirler sürekli.
Polis bile bıkmıştır onlardan "Çocuğunuzu tutun" der.
Bizler de çocuk olduğumuz için gidiyoruz geliyoruz geçiyoruz. Ama gelince
"Estağfirullahi el Azim ya Rabbi, Estağfirullahi el Azim ya Rabbi" diyoruz
(Telefon) Estağfirullah el Azim ya Rabbi beni arıyorlar.
Ve bunun için istiğfar da önemli hayatlarımızda.
Eğer istiğfar edebiliyorsak, hemen yapalım. Bir sebep olmasa bile.
Estağfirullah el-Azim..Ve dilinizi buna alıştırın.
Ve bununla birlikte "Ve min Allahu tevfik,
bi hürmetil Habib bi hürmetil Fatiha" diyoruz
Sübhanım Allah Sultanım Allah Nebim Muhammed Aleyhi Selam.
Sübhanım Allah Sultanım Allah Nebim Muhammed Aleyhi Selam.
Sübhanım Allah Sultanım Allah Nebim Muhammed Aleyhi Selam.
Ve salli Ya Rabbi ve sellim ala cemiyul Enbiya vel murselin
ve ali kulli Ecmain velhamdulillah Rabbil Alemin, El Fatiha.